Kosova halk edebiyatı metinleri dışında Prizrenli Ömer Lütfü de Çanakkale Savaşı ile ilgili birkaç şiir yazmaktan geri kalmamıştır. Lütfü, Dragaş ile Brod arasında bulunan Rapçe köyünden gelen Paçariz ailesinden İmam Mustafa Efendi’nin çocuğudur. 13. Ocak 1870 yılında doğdu. Türkçe’den başka, Boşnakça, Arnavutça, Arapça, Farsça ve Fransızca dillerini konuşan nadir kişilerden biridir. Öz adı Ömer, mahlası ise Lutfi’dir. Prizren’de ilköğrenimini bitirdikten sonra Askeri İdadiyeye kaydını yaptırmak için İstanbul’a gider. Başaramadığından dolayı Fatih Medresesi’ne girer ve beş yıl sonra mezun olur. Tekrar İstanbul’a döndükten sonra orada Jön Türkler ülküsünü ve idealini destekleyen şiirler yazdığından devletin gözünde “tehlikeli” bir kişi olarak 1901 yılında Mısıra gidip Al-Azhar Üniversitesi’ne kayıt olunur. Beş yıl sonra 1905 yılında Prizren’e döndüğünde İttihad ve Terakki Kulübü’nü kurar. 1911 yılında Yemen’de ayaklanma olur ve bu ayaklanmayı yürüten Kahire’deki arkadaşı Şeyh Seyyid İdris olduğu için Talat Paşa tarafından Yemen’e gönderilir. Kısa bir hastalıktan sonra 25 Ekim 1928 yılında Prizren’de ölür.
Kosova neoklasik divan edebiyatının kurucusu olan şair Ömer Lütfü 48 yıllık bir ömürde altmıştan fazla Türkçe, Arapça ve Farsça eser yazmıştır. Arapça ve Farsçadan Türkçeye de çevirileri vardır. Yayınlanan “Seçmeler” ve “Divan”ı dışında tüm eserleri yayınlanmamış, yazmadır.
Çanakkale Savaşı tüm Türk dünyasını sarstığı gibi Ömer Lütfü’yü de etkilemiştir. Bu savaşla ilgili duygularını da şiirlerine aktarmıştır. “Cihad-i Mukaddes Kahramanlarına Yadigâr-i Zafer”, “Bir Asker Lisanından”, Tuhfe-i Zafer Şanlı Orduya”, “Hammiyet-i Milliye, Hamasat-ı Osmaniye”, “Terane-i Zafer Muzaffer Ordumuza Armağan” başlığı altında bu şiirlerini “Tevarih” adlı şiir kitabında derlemiştir. Aşağıda hepsinin transkripsiyonlarını olduğu şekilde veriyoruz.
I.
Muvaffakiyet-i Osmaniye
Peygamberin imdadile bir nusret-i Mevla | Gösterdi kemâhı | |
Her çehre de bir başka safâ oldu hüveyda | Hamd olsun İlâhi | |
Hürriyetin ordusuyla bir nûr-i meâli | Parlar bu mealde | |
Osmanlıların şanı bugün oldu yine âli | Aktar-i cihanda | |
Şevket Paşa oldu bize bir Fatih sanı | Ol âli kumandan | |
Zînet veriyor tarîh osmaniye şani | Daimşeref efşan | |
Gösterdi o hainlere bir fart-i hamaset | Ya Rabb, bu ne satvet | |
Etvarı gazenferleridir mûcibi hayret | Ya Rabb, bu ne savlet | |
İstanbula bir anda heman girdiler anlar | Hep bahr ile berden | |
Afakı bütün kapladı bu şuhret u şanlar | Bu feth u zaferden |
|
Askerlere bak her biri bir şîr-i jiyandır | Seyr it bu seferde |
|
Bir şîr-i jiyan olduğu meşhûd-i cihandır | İşte bu zaferde |
|
Şiddetli heman hamle idüp tîg-i berranla | Hep kırdı usâtı |
|
Dehşetli hücum eyledi bombardımanla | Mahv etti bugatı |
|
Bak satvete bak her biri Haydar gibi erler | Hayret eder âdem |
|
Zabt eylediler Kal'a-ı Hayber gibi yerler | Kuvvetli ne muhkem |
|
Teslim olarak cümle usat oldu ne mahzûl | Bir tilki misali |
|
Girdi yedi teshîhe bütün şehr-i Sitanbul | İş buldu kemâli |
|
Hüriyyetin envar-ı güneş gibi dirahşan | Saçtı bi yaldız |
|
Oldu şeb-i yelda-yı nuhuset yine pünhan | Bak söndü o Yıldız |
|
Ref' eylediler hasılı bu mülki cihandan | Kâbûsu belâyı |
|
Def' eylediler zilletile bağ-i cinândan | Cadûsi safâyı |
|
Osmanlıların Padişahı oldu Reşad Han | Şad oldu bu millet |
|
Binler yaşasun şevketile ol Şeh-ı Zîşan | Şan buldu bu devlet |
|
Raks eyledi bir şevk u tarabla sırr-ı felekler | Gördükte bu hali |
|
Tebrike şitâbân oluyor gökte melekler | Bu gazve'i âli |
|
Hoşnudile şad oldu buna seyyidülebrâr | Ol mah-i risâlet |
|
Tehayyürde gazâ eyledi hem Haydar-i Kerrar | Ol Şah-i vilayet |
|
Onbir temmuzun fatihi Enverle Niyazi | Ya Rabb bu ne şandır? |
|
Onbir nisanın fethine kıl Hakka niyazi | Şevket Paşa cândır |
|
Kıldı bugünün neşvesi pek şevkile şâdan | Midhatla Kemali |
|
Bir mihr-i fürûzanla dirahşete bu devrân | Eşvakle mâli |
|
Nisan ayının onbiri birî id-i safâdır | Bak şevk-i cihâne |
|
Bu îd-i safâ gülşeni ihsanı hudâdır | Bak zevki cinâne |
|
Güzarda pür neş'e-i feyz oldu çiçekler | Bülbül müterennim |
|
Eşcarde konmuş uçuyur ak kelebekler | Her yer mütebessim |
|
Bir taze hayat buldu bütün tende ki cânlar | Bu feyz-i Hudâdan |
|
Geçmekle beşaşetle şetaretle zamanlar | Lebriz-i safâdan |
|
Eşvakımızı eyleyelim göklere i'lâ | Ey bahtiar ümmet |
|
Gülbang-i zaferlerle bütün oldu bu dünya | Ya Rabb ne saadet |
|
Târihe bu şânlı zafer altunla yazılsun | Bir levha'i garra' |
|
Tâ tak-i muallasına hem arşın açılsun | Ol levh-i dilâra |
|
Payınde ola meclis-i milletle demadem | Kanuni Esasi |
|
Olsun şeref u şan ile günden güne muhkem | Mülkün o binası |
|
Baki ola bu Şevketle devlet u millet | Orduyı Humayun |
|
Aksay-i memalikte vatan kesb ide şühret | Bir mucib-i kanûn |
|
Herdem ola millet ile Sultan Reşad şâd | Tâ rûz-ı kıyamet |
|
Osmanlıların şanı ola daima muzdâd | Allah vire nusret |
|
II.
Bir Asker Lisanından
Pek şanlı gazenferleriz Osmanlılarız biz
Harbe gideriz şevkile sahib-i zaferiz biz
Gavgaya şehîd olmak içün azm ideriz biz
Osmanlılarız askeriz eroğlu eriz biz
Dehşetli büyük ma'rekede şir-i neriz biz
Ecdâdımızın şanını bilmez mi cihanlar
Cevlân ediyor şevkile bu tende o kanlar
Kurban ideriz bağ-i vatan uğruna canlar
Osmanlılarız askeriz eroğlu eriz biz
Dehşetli büyük ma'rekede şir-i neriz biz
Bir hamle şirâne de dağlar aşarız biz
Toplar atılur arş ileru hep koşarız biz
Başlar keseriz dehirde şanlı yaşarız biz
Osmanlılarız askeriz eroğlu eriz biz
Dehşetli büyük ma'rekede şir-i neriz biz
Her bir neferin sinesi bir kal'a-i ahen
Ahkar görünür didemize leşker-ı düşmen
Pür neş'edir ordumuz o meydan-i vegadan
Osmanlılarız askeriz eroğlu eriz biz
Dehşetli büyük ma'rekede şir-i neriz biz
Lerzân iden a'da-yı bütün heybetimizdir
Şîrâne olan savletimiz âdetimizdir
Dünya-ya viren dehşeti bu satvetimizdir
Osmanlılarız askeriz eroğlu eriz biz
Dehşetli büyük ma'rekede şir-i neriz biz
III.
Tuhfe-i Zafer Şanlı Orduya
Şevkile sahn-i vegâye vardın
Düşman-ı dine döner mi ârdın
Her cihetten onu muhkem sardın
Muhteşem cebhelerin hep yardın
Kahramansın vatanı kurtardın
İktidâ sevgili peygamberine
Eyledin koştun o mahşer yerine
Satvetin benzedi Hak Hayderine
Yaptığın şanlı gazâ hayberine
Kahramansın vatanı kurtardın
İngiliz Fransa denizden geldi
Geldi amma belâsın buldu
Denize zırhlıları gark oldu
Kareler lâşerlerile doldu
Kahramânsın vatanı kurtardın
Boş boğazdır diye gelmişti heman
Bize bombardumanından neziyan
Kalâ'mız onlara oldu tûfân
Nice diritnotlerina kabristân
Kahramânsın vatanı kurtardın
Bir siper oldu Çanak-Kal'a sına
Gülleye karşı demirden sine
Eyledin sıdk ile hidmet vatana
Borç olur vasf-i şerifin dehene
Kahramânsın vatanı kurtardın
Hamleler itti dokuz ay o adû
Bilmedi harb-i mukaddestir bû
Doldu gülbang-i zaferle hû sû
Şanlısın şânlı muzaffer ordû
Kahramânsın vatanı kurtardın
Hayret etmez mi cihân satvetine
Koydun altun tacını devletine
Avn-i Hak yaver olup kudretine
Şîr karşu gelemez savletine
Kahramânsın vatanı kurtardın
Sendedir nûr-i necâbet, şevket
Sendedir sa'y u adâlet, gayret
Sendedir azm-i metânet, heybet
Sendedir fart-i hamâset, satvet
Kahramânsın vatanı kurtardın
Böyledir kalbi büyük Osmanlı
Yüreği canlı metin imanlı
Süngüsile kılıcı alkanlı
Yaşa bu dehrin içinde şânlı
Kahramânsın vatanı kurtardın
Mazhar oldun o zaferden zafere
Yakışır süngüler eroğlu ere
Daldın arslan gibi herbir sipere
Gömdün a'da-yı bütün kanlı yere
Kahramânsın vatanı kurtardın
Sizsiniz siz bugün ey şânlı gazât
Bahş eden millet-i islâma hayât
Böyle bir ma'reke de azm u sebât
Sığmaz idrâke o ulvi harekât
Kahramânsın vatanı kurtardın
Kuvvet-ı kâhireni düşmen-i dûn
Gördü kaçtı olarak hâr u zebûn
Sa'yin olmaz mı rizâye makrûn
Eyledin Fahr-i Cihâni memnûn
Kahramânsın vatanı kurtardın
İngiliz ordusu makhûr oldu
Kahkarı ricâta mecbur oldu
O büyük şevketi meksûr oldu
Ona matem bize bir sûr oldu
Kahramânsın vatanı kurtardın
Bunu bilmez ne "Hamilton" ne "Gray"
Ki bize nasir idi kadir u hayy
Müslüman çeşmine manende'i fî
Düşman ordusu göründü lâşey
Kahramânsın vatanı kurtardın
Açılır süngüne şehrh-i reşâd
Ki o sayend emasûn oldu bilâd
Eyledin devlet ihem milleti şâd
İngiliz Fransızı kıldın berbâd
Kahramânsın vatanı kurtardın
Şevket u şan Süleyman Paşa
Yeniden odu cihânda ihya
Şenlenir rûhi Kemâlin zira
Verid ümidini bu şanlı gaza
Kahramânsın vatanı kurtardın
Hazret-i Fatih u Sultan Selîm
Ediyor şanlı gazana tekrîm
Millet eyler sana arz-ı ta'zîm
Ettin Allah bilir harb-i azîm
Kahramânsın vatanı kurtardın
Ezdiniz hem de mükemmel Rûsı
Ber taraf oldu o din kâbûsu
Gitti nare sakarin camûsi
Çalıyor şimdi hazin nâkûsi
Kahramânsın vatanı kurtardın
Sana şâbâş okuyor ecdâdın
Böyle görmek diliyor ahfâdın
Titretir ceyş-i adûyı yadın
Anılır şanlı cihande âdın
Kahramânsın vatanı kurtardın
Geldi ervâh-ı kirâm imdâde
Bu zafer oldu ne fevk-al-âde
Her nefer safder olup heycâde
Çalışır halkalar icâde
Kahramânsın vatanı kurtardın
Sana bu sahn-ı vegâ ma'idedir
Düşmenin yaptığı bî-fa'idedir
Bu gazâ târihe bir âbidedir
Böyle yapmak bize bir kaidedir
Kahramânsın vatanı kurtardın
Mevce'i aşk-ı vegâdır serde
Sana galib gelecek er nerde
Sancağın dalgalanır her yerde
O siperler sana olmaz perde
Kahramânsın vatanı kurtardın
Şarkten garbe kadar islâme
Söylenir sâtin o hâs u âme
Müslümân erdi büyük bayrâme
Yollar açıldı bugün ehrâme
Kahramânsın vatanı kurtardın
Yükselir şâ'şâ'i necm u hilâl
Bize parlak görünür istikbâl
Şahid nûr-i zafer arz-i cemâl
İdiyor gördü adû izmihlâl
Kahramânsın vatanı kurtardın
Berk urüp dalgalanır râyetimiz
Şanlı bir mu'cizedir âyetimiz
Verdi târihe şeref satvetimiz
Yaşasun devletimiz, milletimiz
Kahramânsın vatanı kurtardın
Dili pür şevk ediyor Lûtfî fütûh
Çırpınır feth u zaferlerden rûh
Fikrime târih tâm etti sünûh
“En büyük bu zafer oldu oh oh” (1334/1915)
Kahramânsın vatanı kurtardın
V.
Terâne-i Zafer
(Muzaffer Ordumuza Armağan)
Harbi Umumi oldu cihan kahramânları
Sahn-i vegâya çıktı gazâ pehlivanları
Harbi mukaddes oldu ne pek şanlıdır gazâ
Şenletti böyle ma'reke kerûbiyanları
Etti hücûm kal'amıza Fransız, İngiliz
Şiddetli oldu sâhile bombardımanları
Kasd etti payitahtımıza dizdi sahile
Ejder misal-i saika'i cân-sitanları
Saçtı cehennem ateş-i dritnotları o gün
Sündürdü, yaktı, yıktı nice hanümanları
Oldu o gülle ateş etrafa şu'le-rîz
Sardı semayı ma'reke de top dumanları
Asker çıkardı sahile uğraştı bir çok ay
Gelmez hesaba pek büyük oldu ziyanları
Ol sahai vasâye girdikte nâgihân
Gördü önünde satvet-i sahib-kırânları
Geçemeğe teşebbüs etti Boğazdan boğazlanûp
Kaldı akın kurduğu cümle pilanları
Zehr-i helâil ağzına almış koşar bize
Farz olmasın mı ademe ezmek yılânları
Ölmüş sanırdı millet-i islâmi ser-te-ser
Ruûh-ül-küdüste gördü o gün canlananları
Hâk-i helâke düştüler ol yerde âkibet
Gördü safây-i gülşe-i badi hazanları
Arslanca salvet eyledi Osmanlı ordusu
Sardı cihanı galgalai izz u şânları
Ceyş-i adaya saldırarak kahramânca hep
Pek kanlı oldu darbe'i dehşet resanları
A'dâ boğazda gördü büyük hezimeti
Çıktı semaya ateşi ah u figânları
Bir ahinîn kal'a idi anda her bir nefer
Sedd-ül-Bahirden bahre bütün döktü anları
Hiç dönmesün mü Akdeniz ol Bahri Ahmere
Teşkil ederdi sîl-i dem âb-i revanları
Savlet görünce munhezimen ettiler firâr
Arslan önünde kalmadı tâb ü tüvanları
Mağrûr idi şahametine pek çok İngiliz
Burnu kırıldı gördü o zill ü havanları
Tahtelbahirle zihirliler oldu nâbedîd
Torpille buldu ka'r-i bî-girânları
Tâk-i zafer cihanda Çanakkal'emizdedir
Dinle "Tanini" dinleme "Taymis" li "Tanları"
Onlar çalıştı ketmine bu galibiyyetin
Neşr-i ekâzib eyledi çoktur yalanları
Millet cihânda gördü büyük pek büyük zafer
Hep bir lisânda söylenir dasitanları
Manend-i berk, berk urıyor şanlı askere
Sahn-i vegâde şu'le-i seyf ü sinanları
Tekbir sesiyle top sesi bir sayha-i muhibb
Etti ihâta hakile bu asumanları
Millet cihâna berikâlar gösterir bugün
Yâd itme şanlı millete geçmiş zamanları
Gazi Halife Hazreti Sultan Reşad Han
Geçti şükûh ü şevketi hakan u hanları
Sardı cihânı şa'şa-i mihr-i devleti
Gelmez lisana menkabe'i âlîşanları
Arz-ı cemal kıldı bize sahib-i zafer
Avni hudâdır ordumuzun sâyebânları
Oldu muzaffer ordumuz islâma müjdeler
Mansûr kıldı hazreti Hak müslimânları
Şam ü Yemenle, Hindi zafer kıldı şedmân
Afganı, Farsi, Kaşigirle İsfihanları
Altun kalemle târihe şanlı yiğitlerin
Tahrîr olundu menkabe'i dilsitanları
Hengâm-ı harb içinde de şanlı şehîdlerin
Hıfz-ı vatanla din içün aktı kanları
Gösterdi sahn-ı ma'rekede hûn-i la'l fâm
Fevkat-türâb lâle ile erguvanları
Onlar hayât, bize verdiler hayât
Bezm-i hudâda buldu ne devlet revanları
Davet kılındı cümlesi dergâh-i izzete
Serhadd boyunda top sesi oldu ezânları
Kıldı bu dinin uğruna onlar fedâyı cân
Olmaz mı kasr-i huld-i berîn hoş mekânları
Göçtü ne mutlu her birisi bağ-i akdese
Âramgâh kıldı o kasr-ı cınanları
Bağ-i safâyı cennet ola âşiyanları
Buldu safâyi sermedi şâd oldu hûrileri
Kasr-i cinânda hürmet ü ikrâm gördüler
Oldu güşade dâr-ı beka gülistanları
Fazl-ı ilâhî zahir olup hazır oldu hep
Onlar değil mi hazreti Hak mihmanları
Müjde ne mutlu gülşen-i ukbada onların
Bezm-i hudû da maide'i cavidanları
Ebvâb-ı arş-i rahmet-i rahmân açıldı hep
Oldu o rûhı Fahri Cihân yâr-i canları
Onlar cihânda zevk ile oldukça bermurâd
Gördü o pâk rûhları kenz-i nihânları
Esnayı harb içinde de mecrûh olanların
Daim muzaffer eyleye Hak sağ kalanları
Hayrân bu şanlı ordumuza akl-ı kâinât
Üstünde muzaffer eyleye Hak sağ kalanları
Titretti dehri ordumuzun berk uran mudâm
Fevkalhayal savlet-i şir-i jiyanları
Lem'a fürûz oldu ol necm ü hilâlimiz
Tîg-i muhibb barika'i hûn feşânları
Her bir tarafta dalgalanan râyet-i zafer
Bî-fer semâda kıldı meh ükehkeşânları
Târih sitayiş eyletecektir müebbeden
Gösterdi mülk ü devlete emn u emanları
Millet bugünde buldu şeref şenlenir cihân
Zerrîn varakta saftır râyet güşânları
Oldu cihânda millete bir sûr-i mes'adet
Kıldı bekâm nusret-i Hak kâmranları
Parlar yüzünde barika'i şu'le-i İlâh
Seyr it surûr-u neş'e- pîr u civanları
Verdi safâlar ümmete bu neşve'i zafer
Şîr ile avn-i hakla muzaffer olanları
Pür şevk u neş'e oldu bugün şanlıdır gazât
Cuşa getirdi şâiri ateş zebanları
Gelmez beyne oldu büyük şanlı ma'reke
Söyler cihâna vasfını halkın lisânları
Var pek büyük menâkibi eroğlu erlerin
Dembeste kıldı elsine'i nüktedânları
Takdîm edildi Lûtfî ne hoş bir terânedir
Şânlı muzaffer ordumuzun armağanları
VI.
Cihad-i Mukaddes Kahramanlarına
(Yadigâr-ı Zafer)
Seni tebriğe şâyân görür sükkân kaddese
Mukaddestir cihânın verir rûha safa pek
Anınçün bu lisâna, sana ey şanlı asker!
Gelir bi târih tâm "Gazân ola mubarek"
Sene: 1334 (1915)
Asker büyük Osmanlısın. İmanlısın vicdanlısın
A'dâyı kır ez bahre dök Arslan yürekli canlısın
Asker bugün pek şanlısın
Sen kahramân ünvânlısın
Ey şanlı ordu sende var Fevkuttesavvur iktidâr
Ahlafe kaldı tâ ebed Nâm-ı bülendin yadigar
Asker bugün pek şanlısın
Sen kahramân ünvânlısın
Pertev saçarız göklere Necm ü hilâl düşmez yere
A'dâye olmaz pây-mâl Sancak verilmiştir ere
Asker bugün pek şanlısın
Sen kahramân ünvânlısın
Şemşirin oldu barika Tebrik sesindir sâika
Bu harb içinde âleme Gösterdin elhak harika
Asker bugün pek şanlısın
Sen kahramân ünvânlısın
Süngün elinde tâb-dâr A'dâyıkıldın târ-mâr
Heycâde ateş püsküren Sensin o şîr-i hûn nisâr
Asker bugün pek şanlısın
Sen kahramân ünvânlısın
İşte Çanakkal'e bize Şanlı büyük bir mu'cize
Zerrin sahifeler bugün Hazırlıyor târih size
Asker bugün pek şanlısın
Sen kahramân ünvânlısın
Târih-i âlemde ricâl Görmüş değil böyle cidâl
Gerdin göğüs dritnotlara Bir ahenin kal'a misal
Asker bugün pek şanlısın
Sen kahramân ünvânlısın
Yok askeri islâm gibi Yükseldiler ecrâm gibi
Târihte kalsün tâ ebed Bu hatıra ehrâm gibi
Asker bugün pek şanlısın
Sen kahramân ünvânlısın
Açtı Iraka bir sefer Düşman yine gördü zarar
Avn-i hudâ ile bugün Gördün ne parlak bir zafer
Asker bugün pek şanlısın
Sen kahramân ünvânlısın
Bağdâd yolunda bîm-nâk Gördü edâ oldu helâk
Selman- ı Pâkın rûhunı Şad eyledi "Selman-i Pâk"
Asker bugün pek şanlısın
Sen kahramân ünvânlısın
Hayrân cihân bu kudrete Bu savlete bu satete
Güt-ülemara verdi bak Şan üzre şan bu millete
Asker bugün pek şanlısın
Sen kahramân ünvânlısın
Dünyayı pür nûr eyledin Islâm-ı mesrûr eyledin
Mağrış olan bir devleti Hakkile makhûr eyledin
Asker bugün pek şanlısın
Sen kahramân ünvânlısın
Olmuşsa da ejder adâ Karşında oldu serfurû
en muhteşem bir orduya Döndürmedin heycâ'iru
Asker bugün pek şanlısın
Sen kahramân ünvânlısın
Gördü seni ey şir-i ner A'dâ dedi "Eyn-el-meferr"
Kuvvetli bazun devlete Koydu bir iklîl zafer
Asker bugün pek şanlısın
Sen kahramân ünvânlısın
Osmanlılar şendir bugün Yaptın ne pâlân bir döğün
Ey kahramân millet size Medyûn-i şükrandır bugün
Asker bugün pek şanlısın
Sen kahramân ünvânlısın
Gazi Reşad Han, enveri Hak kıldı mülk-i zîveri
Takdis-i tebcîl eyliyor Millet bu geth-ül ekberi
Asker bugün pek şanlısın
Sen kahramân ünvânlısın
Mağlûbtur düşman san Yaptın ne şanlı bir gazâ
Bu satvetinledehirde Ey şanlı gâlib bin yaşa
Asker bugün pek şanlısın
Sen kahramân ünvânlısın
Avn-i Hudâ ile bize Etti tekerrür mu'cize
"Peygamberin imdadile" hoş Târih nusrettir mu'cize
Asker bugün pek şanlısın
Sen kahramân ünvânlısın
Sene: 1334 (1915)
VII.
Ehli İslâm Halife-i Zişanı ve
Osmanlıların Padişahı Âlicahı Gazi Mehmed Reşid Han Hamis
Hazretlerinin Dilnişinini Tahmisdir
Nusret-i islâma bu yıl eyledi ihsân zü-lmen
Kıldı müminleri bu harbi mukaddes pek şen
Eyledi nûr-i zafer dîde'i kalbi rûşen
"Savlet etmişti Çanakkale’ye bahr u berden"
Ehl-i İslâm’ın iki hasm-ı kavısı birden”
Pek kolaylıkla Boğazdan geçecek aldı göze
Saldı dritnotları ateş-i harb açtı bize
Kasd idüp cân yerine koştu aziz yurdumuza
"Lakin imdâd-i ilâhî yetişüp ordumuza"
"Oldu her bir neferi kal'a-i pulâd-i beden"
Gösterir harikalar askerimiz rezminde
Sahne'i harbe çıkar kahr-ı adû cezminde
Şahid-i nûr-i zafer cilve ider bezminde
"Asker evladlarımın pîşîne'i azminde"
"Ecrini eyledi idrâk nihayet düşman"
Oldu düşmanlarına süngüleri sâika bar
Ejder olsaydı adû eylemez sabr u karar
Hamle'i şir-i ner altında kalınca nâçâr
"Kadr u haysiyyeti pâmâl olarak etti firâr"
"Kalb-i islâma nüfûs eylemeğe gelmiş iken"
Şanlı askerlerimiz eyledi pek şanlı gazâ
Rayet-i nûrı zafer olmada mevce nümâ
Ordumuz oldu muzaffer ne büyük Lûtfî Hudâ
"Kapanup secde-i şükrâne Reşad eyled duâ"
"Mülk-i islâmi Hudâ eyleye daim mü'min"
VIII.
Osmanlıların Galibiyeti
Peygamberin imdâdile bir nusret-i Mevlâ
Her dilde meserretle safâ eyledi peydâ
Askerlerimiz her biri bir şîr-i jiyandır
Bir şîr-i jiyan olduğu meşhûd-i cihândır
Heybetle ider düşmanına süngü havâle
Benzer neferin her biri bir Rustem-i Zâle
Düşmana ucb ettiler ibrâz-i şecaat
Etvâr-i gazanferleri hep mûcib-i hayret
Allah diyerek girdi Yunan mülküne onlar
Afakı bütün kapladı bu şöhret ü şanlar
Ettikçe hücum cümlesi Haydar gibi erler
Feth eylediler Kal'a-i Haybergibi yerler
Mecbur-i firâr oldu bütünleşker-i a'dâ
Geçti yed-i teshîre temâm mülk-i Tesalya
Erdikte simâh-i dile ol bâng-i ezânlar
Bir taze hayât buldu bütün tende bu cânlar
Hoşnûdile şâd oldu buna seyyid-ül ebrâr
Tahsîn-i gazâ eyledi hem Haydar-i kerrâr
Pek şevk ile birdenbire raks etti felekler
Tebrike şitâbân oluyor gökte melekler
Ya hû edelim şu kameri göklere i'lâ
Gülbang-i zaferlerle bütün doldu bü dünya
Sultanımızın şevketile satvet u şânı
Titretti bu yıl dehşetile cümle cihânı
Ya Rabb oŞehinşah-i Cihân zübde'i hakân
Binler yaşasün âleme hep verdi büyük şân
Meydâna çıkan L û t f î bu târih zaferler
Erbab-i kalem yazmadı hiç böyle eserler